Gıda Güvenliği Nedir Bilmiyoruz

Sağlıklı beslenme alanında farkındalık sağlamaya yönelik projeler hayata geçiren Sabri Ülker Vakfı, “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”nı açıkladı. Türkiye’nin her bölgesinde farklı sosyo-ekonomik gruptan 2 bin 400 kişi ile yüz yüze görüşülerek yürütülen kapsamlı araştırma sonuçları, toplumun büyük bir kesiminin gıdaların güvenliğinden emin olmadığını ortaya koyarken, her 3 kişiden birinin bozuk/hatalı gıdayı nereye şikayet edeceğini bilmediğini gösteriyor.

Gıda Güvenliği Nedir Bilmiyoruz

Gıda Güvenliği Nedir Bilmiyoruz

Toplum sağlığının korunması için geniş çaplı araştırmalara devam eden Sabri Ülker Vakfı, bu çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Erol’un liderliğinde hazırlanan “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”nın sonuçları açıklandı. Gıda tüketim alışkanlıklarına ışık tutan pandemi sonrasındaki en kapsamlı araştırmalardan biri olarak öne çıkan çalışma, toplumun gıda güvenliği konusunda yeterli bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor.

Topluma ne yediği konusunda bilgilendirici eğitimler düzenlenmeli

Araştırmanın, toplumda “gıda güvenliği” hakkındaki bilgi seviyesine dair çarpıcı veriler içerdiğini ifade eden Prof. Dr. İrfan Erol, ayrıca araştırmada yer alan tüketici davranışlarına dair bazı ifade ve verilere dikkat çekti. Buna göre; oransal çoğunluğu 18-24 yaş grubu bireylerden oluşan tüketicilerin yüzde 66,1’i gıda güvenliği kavramını hiç duymadığını belirtiyor. Diğer yandan araştırma, bozuk ve hatalı gıda ile karşılaşan tüketicinin tutumlarını da gösteriyor. Bozuk gıdayı şikayet etmeyenlerin yüzde 62,1’i gerekçe olarak “uğraşmak istemediğini” söylüyor.

Prof. Dr. Erol, gıda güvenliği kavramının toplumda oturmamış olmasında toplumun bu konularda doğru ve güvenilir bilgilerle yeterince aydınlatılmamasının rol oynadığını ve algıların önemli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Erol, bu konuda gerek kamu otoritesinin yaptığı kontrol ve denetimlere ilişkin çalışma sonuçlarını toplumla paylaşmasının, gerekse gıda güvenliği alanında öne çıkan bilim insanlarının tüketiciyi doğru bilgilerle aydınlatmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Gıda ürünleri eskiden daha güvenilir ve ulaşılabilirdi

Araştırmaya göre; gıda tüketicisi ilk etapta ürünlerin son tüketim tarihi (yüzde 77,3), etiket bilgileri (yüzde 73,8) ile kalite ve lezzet (yüzde 73,5) kriterlerine dikkat ediyor. Tüketicilerin çoğunluğu “geçmişte gıda ürünlerini daha iyi bulduğunu” da belirtiyor. Ayrıca, tüketicilerin yüzde 60,8’i fiyatların geçmişte daha iyi olduğunu düşünürken, yüzde 19,5’i etiket bilgisini geçmişe kıyasla bugün daha iyi buluyor.

Denetimleri yetersiz bulanlar çoğunlukta

Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan yaklaşık 7’si gıda kontrolünün yeterince yapılmadığını düşünüyor. Böyle düşünenlerin yüzde 62,7’si gerekçe olarak “yaptırımların/cezaların caydırıcı olmaması” yanıtını veriyor. Tüketicilerin yüzde 48,3’ü “Denetleme için mevzuatta eksiklikler olduğunu düşünüyorum” derken, yüzde 36’sı “Denetleyici kurumlarda çalışanların yetkilerinin sınırlı olduğunu” düşünüyor.

Her üç kişiden biri ALO 174’ten haberdar değil, haberdar olan da “uğraşmak istemiyor”

Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan 3’ü bozuk veya hatalı gıda ürünüyle karşılaştığını ifade ediyor. Toplumun yarısı böyle bir durumda ALO 174 hattının aranabileceğinden haberdar olmasına karşın, katılımcıların yüzde 31,6’sı böyle bir hattın varlığından habersiz olduğunu ifade ediyor. Bozuk ve hatalı gıdayı şikayet etmeyenlerin yüzde 62,1’i şikayet etmeme nedeni olarak “uğraşmak istememe” yanıtını verirken, yüzde 51,6’sı “sonuç almama” düşüncesiyle şikayette bulunmadığını belirtiyor.

Gıda ile ilişkilendirilen hastalıklarda kanser ilk sırada Araştırmaya göre;

Gıda ile ilişkilendirilen başlıca sağlık sorunlarında kanser, yüzde 34,4 ile ilk sırada yer alıyor. Gıda ile ilişkili sağlık sorunlarında ikinci sırada yüzde 25 ile obezite geliyor. Diyabet yüzde 19,5; gıda zehirlenmeleri yüzde 10,9; kalp ve damar hastalıkları ise yüzde 9,7 oranında pay alıyor.

“Toplum sağlığındaki bozulma büyük ekonomik yükleri de beraberinde getirebilir”

Araştırma sonuçlarının, daha sağlıklı bir toplum için pek çok noktada otoritelere çağrı niteliği taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. İrfan Erol, gıda güvenliğine dair alınması gereken önlemlere de dikkat çekti. Prof. Dr. İrfan Erol, şunları söyledi: “Araştırmanın da ortaya koyduğu üzere toplumda özellikle gıda güvenliği ve denetimler konusunda endişeli bir hava ve güvensizlik hakim. Bu noktada gıda güvenliği ve halk sağlığını korumaya yönelik gerekli tüm tedbirler alınmalı, toplumu bilinçlendirecek çalışmalar yürütülmeli. Gıda güvenliği ve beslenmeye ilişkin sorunların büyük ekonomik yükleri de beraberinde getireceği unutulmamalıdır.”

Pandemi sürecinde değişen gıda tüketimi alışkanlıklarına ışık tutan “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”, tüketicinin gıda alışverişi ve gıda güvenliği konusunda tutum ve davranışlarını net olarak ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları; tüketicinin özellikle güvenli gıda ve denetimler konusunda endişeli olduğunu gösterirken, kamu otoritelerini de daha kuvvetli aksiyon almaya davet ediyor.

Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap