Trouw Nutrition Türkiye, Kış aylarında Hayvan Bakımına Dair Önerilerde Bulundu

Trouw Nutrition Türkiye, Kış aylarında Hayvan Bakımına Dair Önerilerde Bulundu

Soğuk havalar hem ruminant hem de kanatlı hayvanları ciddi biçimde etkiliyor. Bu dönemde enerjilerini öncelikle vücut sıcaklıklarını korumak için kullanan hayvanların verim ve üreme performansları olumsuz yönde etkilenebiliyor. Dünyanın hayvan besleme uzmanı Trouw Nutrition’ın uzman veteriner hekimleri ve ziraat mühendisleri, kış aylarında doğru hayvan bakımına dair dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşıyor.

Sığır ve ineklere kış aylarında daha fazla yem verilmeli

Sığırlar kış aylarında soğuk stresine karşı kendilerini; tüylerini uzatarak, deri altına yağ biriktirerek veya metabolizma hızını artırarak korumaya çalışıyor. Ayak ve boyun gibi bölgelerinin donmasını önlemek amacıyla da kalp atış hızlarını ve solunumlarını yükselterek kan akışını hızlandırmaya ve böylece ısı üretmeye odaklanıyorlar. Oluşan bu fizyolojik tepki her ne kadar sığırların düşük sıcaklıklara dayanmalarını sağlasa da vücut ısılarını korumak ve normal süt üretimi başta olmak üzere diğer metabolik faaliyetlerini verimli bir biçimde sürdürebilmek için eskiye nazaran daha fazla yem tüketme ihtiyaçları oluşuyor. Bu noktada soğuk havalarda sığırlara yaklaşık yüzde 20 kadar daha fazla yem sağlanması ve vücut ağırlıklarının yaklaşık yüzde 0,8’i oranında enerji bakımından ekstra zengin yemler verilmesi büyük önem taşıyor.
İnekler de soğuk havalarda vücut sıcaklığını sabit tutmak için normal enerji gereksinimlerinden
yüzde 25 ya da 30 daha fazlasına ihtiyaç duyabiliyor. Kaba yem bu enerji ihtiyacı için yeterli
gelmeyeceğinden kış koşullarını dikkate alarak tüm gruplar için rasyon düzenlemesi yapmak
gerekiyor. Hayvanın vücudunda ısı üretimi yemlemeden 4 ila 6 saat sonra yüksek olacağı için
kışın yemleme saatlerinin öğleden sonra ya da ilk akşam saatlerine alınması hayvanın
vücudunda üretilen ısının etkin kullanılmasını sağlıyor.

Korunaklı, temiz bir barınak şart

Rüzgâr kış aylarında hava sıcaklığını önemli derecede düşüren ve sığırlarda oluşan soğuk stresini ciddi biçimde artırabilen bir etken. Bu nedenle, kışın esen hâkim rüzgâra karşı mutlaka korunaklı bir barınak oluşturmak gerekiyor. Bu barınakta sığırları soğuk zeminden uzaklaştıracak uygun yatak bulundurmak da önem taşıyor. Soğuk havalarda hayvanların kullanacağı suluklar veya su depolarının donmasına izin verilmemesi ve hayvanlara içme amaçlı ılık su sağlanması yine unutulmaması gerekenler arasında yer alıyor. Kış aylarında ahırların daha iyi havalandırılmasını sağlamak içinse nemin azaltılması ve zeminin donmasının önlenmesi gerekiyor.
Havalandırmanın öğleden sonra yapılması, ahır temizliği için az su kullanılması ve güneşli
havalarda sığırların ahırda tutulmaması öneriliyor. Kış aylarında hayvanların vücudunun kuru ve temiz tutulması da özen isteyen bir diğer konu olarak öne çıkıyor çünkü ineğin üzerinde kalan gübre veya çamur, derinin vücudu sıcak tutma özelliğini azaltıyor. Özellikle aşırı soğuk havalarda sağımdan sonra meme başlarının ıslak bırakılmamasına da dikkat etmek gerekiyor.

Vitamin ve mineral desteği ihmal edilmemeli

Uzun süre soğuk havaya maruz kalan sığırların enerji ve protein gereksinimleri yanında vitamin
ve mineral ihtiyaçları da artıyor. Kış aylarında, yeme veya suya ilave edilecek mineraller ve multi
vitaminler, enerji gereksinimlerinin desteklenmesine ve hidrasyon için gerekli temel elektrolitlerin
karşılanmasına yardımcı oluyor. Bu dönemde özellikle A vitamini gereksinimi artıyor çünkü uzun
süre depolanmış, yüksek ısıya maruz bırakılarak üretilmiş veya güneşte kurutulmuş kaba
yemlerle beslemenin yanında yoğun konsantre yeme dayalı besleme de A vitamini yetersizliğine
neden oluyor. Bu nedenle kış aylarında artan vitamin ve mineral gereksinimlerini karşılamak gerekiyor. Özellikle üreme fonksiyonlarının korunması için A vitaminin yanında fosfor takviyesinin de göz önünde bulundurulması gerekiyor. Özellikle doğumun yaklaştığı dönemde A,
D ve E vitaminlerinden destek alınması önem taşıyor.

Yeni doğan buzağılar hipotermiye daha yatkın

Kış ve erken ilkbaharda doğan buzağılar, soğuk stresine veya hipotermiye ne yazık ki daha yatkın oluyor. Yağış ile sıcaklıkta meydana gelen azalma buzağılar üzerindeki soğuk stresini artırıyor. Bu nedenle yeni doğan buzağılarda hipotermi ile mücadele oldukça önemli bir hale geliyor. Hipotermiye girmiş hayvanlara ılık su banyosu, sıcak battaniye kullanımı, sıcak hava veya ısı lambaları gibi uygulamalar öneriliyor. Daha iyi bir yalıtım için buzağı kulübelerinde kuru saman veya kalın talaş sağlanması önem taşıyor. Isı kaybını artırdığı için buzağıların rüzgâr ve cereyanlardan mümkün olduğunca korunması gerekiyor.
Süt veya mama ile beslenen buzağıların vücut ısılarını korumak için çok az yağ deposuna sahip olduklarının unutulmaması gerekiyor. Bu anlamda buzağıları ekstra enerji ile besleyerek soğuk stresi ile baş edebilmelerini sağlamak önem arz ediyor. Buzağıların sıcak tutulması buzağıyı sağlıklı tutuyor, pnömonisi, ishal ve ölüm olasılığını azaltıyor. Soğuk havalarda buzağıların bol su içmesi için günde üç kez her seferinde en az 30 dakika boyunca ılık su verilmesi yine etkili öneriler arasında yer alıyor.

Hayvanlarda ihtiyaçtan fazla yem tüketimine dikkat

Kanatlı hayvanların vücut ısıları insanlara göre daha yüksek seyrediyor. Vücut ısılarını korumak içinse tüyler etkili bir izolasyon görevi görüyor. Ancak hava sıcaklığı çok azaldığında tüyler izolasyonda yeterli olamıyor ve vücut sıcaklığı düşmeye başlıyor. Kanatlı hayvanlar yem tüketimini sıklaştırarak daha fazla enerji almaya çalışıyor.  Ancak kanatlı hayvanlarda yem tüketimini artırarak vücut sıcaklığını dengelemenin olumsuz birçok yönü buluyor. Fazla besin alımı ne yazık ki kanatlı hayvanların dengesini bozuyor. Bunun neticesinde vücutta yağlanma, yumurtada büyüme, prolapsus rekti gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor.
Tüm bu olumsuzlukların önüne geçmek, kanatlı hayvanlardan optimum seviyede verim elde etmek ve son ürün maliyetini düşürmek içinse kümes iklim şartlarının, özellikle kümes sıcaklığının hem yaz hem de kış aylarında 19-21 derecede sabit tutulması gerekiyor. Kümes hayvanlarının sağlıklı gelişebilmeleri ve yüksek performans gösterebilmeleri için de gerekli vitamin ve mineralleri doğru kaynaklardan yeterli ve dengeli bir şekilde almaları önem taşıyor.
Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap