Tarımda Risk Yönetimi ve Tarımsal Mekanizasyon

Editörün Notu;

Tarımsal mekanizasyon ağırlıklı bir dergi çıkarmak için yola çıktığımızda bütün yolların Tanfer Dinler’e çıkması açıkçası bizleri çok şaşırttı. Bizler Tanfer Hoca’yı “Tarımda risk yönetiminde havuz sistemi ve Tarım Sigortaları Vakfı”nı kuran, TARSİM’in mimarı olarak tanıyorduk.

Ancak tarım makinaları imalatçıları (özellikle Aydın ve İzmir’deki imalatçılar) görüşmelerimizde Tanfer Hoca’nın daha önceki yıllarda Türkiye için önemli olan bazı tarım makinalarının ilk defa imalatında çok önemli katkıları olduğunu anlattılar.Bursa fuarında imalatçılardan bazıları “Bu makinaların babası Tanfer Hoca” diye gururla övünüyorlardı. Kendisinden istenen özgeçmiş ve biyografilere “Sadece tarıma hizmet edenlerin hizmetkârı” diye yazdığını ve başkaca bilgi vermediğini de öğrendik. Bu nedenle daha önceden kendisiyle söyleşi yapanların yaptığı gibi bizde yazısından önce bir özel giriş yapmak zorunluluğunu hissettik. Ziraat Mühendisi olarak Ziraat Mühendisleri Odası’nca kendisine hizmet ödülü ve özel ödül verilen Dinler’in; bir eğitim gönüllüsü ve eğitmen olarak “Ben hocalarımın ayaklarını öperim” şeklindeki sözlerinin de eğitim sektörünün tarihinde yerini aldığını öğreniyoruz. İçinde Tarım, Makina, Sigorta ama mutlaka Eğitim olan bir yaşamdan dergimize zor koşullarda sağladığımız kısa bir söyleşiyi aktarıyoruz.

 AGRO WORLD -Sayın Dinler, 35 yılınızı verdiğiniz tarım yaşamınızda gerçekleştirdiğiniz ve bugün halen gerçekleştirmekte olduğunuz projelerinize dergimizin ilerleyen sayılarında yer vermek istiyoruz. Fakat öncelikle yaşamını çiftçilerin risklerini yönetecek olan tarımda sigorta sistemlerini kurmaya adamış biri olarak; Türkiye Tarım Sigortaları modelinden, Tarım Sigortaları Kanununa ve Tarım Sigortaları havuzuna kadar her noktada engel tanımaz bir çaba gösterdiğinizi biliyoruz. Yalnızca Tarım Sigortaları’nın değil, TARSİM’in de babası olarak bilinmenize rağmen kurduğunuz sistemlerde görev almıyor ve yeni sistemler kuruyorsunuz. Son yıllarda içinde insan ve makine ilişkilerinin ön plana çıktığı yeni bir dönemi başlattığınız söyleniyor. Bize gelişme süreçleri ile ilgili bilgi verir misiniz?

 T.D-Öncelikle şu kadarını söylemek isterim ki ben sadece bir hizmetkârım. Bu benim 35 yıl önce okuldan mezun olurken “Türk çiftçisi verdiğini almada, aldığını özümlemede, özümlediğini de iletmede dünyada birinci sırada.  Yeter ki ona doğru hizmet verelim. Bu toprağa can verenlerin izinde, tarıma hizmet edenlerin hizmetkârıyım. Bize bıraktıkları mirası torunlarımıza devredebilecek çalışmaları ortak akıllarda yürütmeliyiz. “Üretim artışı için eğitim ve makine kullanımına öncelikle ağırlık vermeliyiz” şeklinde sarf ettiğim sözlerden de belli. Yaptıklarımda bir başarı varsa en büyük pay beni yetiştiren hocalarıma ait. Bu nedenle hocalarımın ayaklarını öpmekten çekinmiyorum. Aslında kim olduğum da hiç önemli değil. Yıllardır masamın üzerinde yazılı olan soru ve cevabı benim dünyamı çok iyi açıklıyor.

Soru: “Ben kimim, burada işim ne?” Cevabı da var orada çok basit: “Ben bir hiçim, burada çok işim var.” Şimdi siz tarım makinaları ağırlıklı bir dergi çıkarma kararı almışsınız. Hayırlı uğurlu olsun. Umarım başarılı olursunuz. Bu arada bizim bildiğimiz bir şey varsa zamanımız, koşullar ve sağlığımız elverdiği takdirde bu bilgileri sizinle ve çiftçilerimizle paylaşmaya devam ederiz.

Önceleri 10 yıl Söke Tarımsal Mekanizasyon Eğitim Merkezi ve Ziraat Teknik Lisesi’nde tarım makinaları ağırlıklı çalışmalar yürüttüm. Tarımsal Mekanizasyonun imalat, eğitim ve kullanımına kadar hemen her düzeyde çalışmalara katıldım. Daha sonraki 25 yılda da Tarımda Risk Yönetimi ve Tarım Sigortaları konusunda çalışmalar yaptım. Bu arada 22 yıl İstanbul Üniversitesi, 5 yıl da Marmara Üniversitesi’nde olmak üzere Risk yönetimi ile ilgili konularda derslere girmekteyim.

 1987 yılında “Devlet-Millet el ele vererek çiftçinin can ve mallarını güvence altına alacak sistemleri kuracağız” ilk sloganımızdı. “Tarım sigortalarını tarımcılar yapmalıdır” şeklindeki ikinci sloganım aynı yıl hazırladığım  “Tarım Sigortaları Geliştirme Planı”nın başında yer almıştı. Bu planın uygulamaya başladığımızın üzerinden bugün 24 yıl geçmiş olduğunu görüyoruz.

Yıllardır uygulanan geleneksel dolu, sera ve çiftlik hayvanları sigortalarının sorunlarını çözmek, daha sonra da devlet desteği sağlanarak don, sel ve kuraklık sigortalarının uygulanması için gerekli yasal düzenlemelerle bir havuz sistemi kurulması amacıyla 1995 yılında Tarım Sigortaları Vakfını (TSV) kurduk.

Bu hedeflere ulaşmak için; tarım eğitimi almış ziraat mühendisleri ve veteriner hekimlerden oluşan insan kaynaklarımızla, gelişen sigorta sektörü ve bilgisayar teknolojisi desteğinde, öncelikle sistemin temelini oluşturacak bağımsız bir hasar organizasyonu kurarak çiftçi, sigortacı, reasürör ve devletin sisteme güvenini sağladık. Tarım Sigortaları Kanunu çıkmadan çok önce Devlet Destekli Tarım Sigortaları’nın teknik ve yasal alt yapısını hazırladık. Öncelikle çiftçinin mallarını güvenceye almak için henüz Avrupa Birliği’nde bile olmayan organizasyonları ve otomasyon sistemlerini içeren “Tarım Sigortaları Türkiye” modelini yaşama geçirdik. Dünyada ülke bazında ilk “Risk yönetimi tarımsal bilişim sistemleri”ni 2000’li yılın başında kurduk.

Tarafımdan 1996 yılında hazırlanan ve havuz sistemini içeren ilk Tarım Sigortaları Kanun Taslağı esas alınarak çıkılan yolda Tarım Sigortaları Kanunu’nun hazırlanmasından kabul edildiği 2005 yılına kadar ki her süreçte yer alan vakfımızın devrim niteliğinde tarihi bir görevi başarmanın gururunu yaşadığını söyleyebilirim. Kanun çıktı. Havuz işletici şirkete TARSİM adını verdik, kuruluş sözleşmesini hazırladık. Havuz sisteminin kurulması ile TSV Geleneksel ve Devlet Destekli Tarım Sigortaları uygulamalarının tek bir merkezden yürütülmesi görüşüyle risk inceleme, hasar organizasyonu ve AR-GE hizmetlerinin yanı sıra, deneyimli personelini, otomasyon sistemlerini, özel Agrosoft programı ve veri bankasını havuz işletici şirkete devretti. Ayrıca kıt kaynaklarımıza rağmen gelirimizin önemli bir kısmı ile kuruluş aşamasındaki TARSİM’e katkı sağladık. 2005 yılı sonunda 228 bin 708 Geleneksel Tarım Sigortaları poliçe üretimi ile Devlet Destekli Tarım Sigortaları uygulaması başladı. “Mal sigortalarının sistemlerinin kurulması” yönündeki misyonumuzu tamamladık. Bugün Tarım Sigortaları Vakfı olarak tüm yöneticilerimizle, bölge koordinatörlerimiz, eksperlerimiz ve tüm çalışanlarımız ile bireysel hiçbir beklenti olmaksızın kurduğumuz Türkiye modeli için verdiğimiz hizmetlerin haklı gururunu yaşıyoruz.

Artık hayallerimizdeki projelerimizin en önemli ayağı gerçekleşti. Çiftçilerimizin (Mallarını) ürünleri ve hayvanlarını güvenceye alan sistemlerin kuruluşunu başarı ile yaşama geçirdik. Devlet primin yarısını ödüyor, teminatlar genişledi. Çiftçi dolunun yanı sıra ürünlerini don ve sel gibi katasrofik risklere karşı koruyabiliyor. Şimdi de aynı inançla çiftçilerin canlarını güvenceye alacak ve özellikle makine insan ilişkilerini ortaya koyan sistemleri kurmak için yola çıktık. Başardık da. “Tarımda can sigortaları” şeklinde tanımladığımız bu döneme ilişkin bilgileri diğer sayınıza bırakalım isterseniz.

 

Teşekkürler.

 

AW-Hocam zaman ayırdığınız için biz teşekkür ederiz.

Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap