“Tahılların Anası” olarak tanımlanan, Güney Amerika kökenli kinoa, Türk tarımında alternatif bir ürün olarak ön plana çıkıyor. İçeriğinde tahıllara göre daha çok protein içeren kinoa, ayrıca bir mineral deposu olma özelliği ile diğer gıdalardan farklılaşıyor. Ülkemiz için yeni olan bu bitkinin Türkiye topraklarında ekimini yaygınlaştırmayı amaçlayan Türkiye Kinoa Yetiştiricileri Derneği ürün hakkında aşağıdaki bilgileri paylaştı:
Kinoa Nedir?
Kinoa, bilinen tarihiyle günümüzden 7.000 yıl öncesine kadar doğadan toplanan, son 4.000 yıldır da tarımsal tekniklerle üretilen Chenopodioideae familyasından bir bitkidir. İsmini Keçuva dilindeki kinua kelimesinin İspanyolca söylenişinden almaktadır. Bitki için dünyada en yaygın olarak İngilizce çevirisi olan Quinoa kelimesi kullanılmaktadır.
Kinoanın ilk tarımsal üretimi, Güney Amerika’da bulunan And Dağları’nın kuzey kesimindeki bölgede, And kabileleri tarafından yapılmıştır. And Dağları’nın savaşçı kabilesi İnkalar 11. Yüzyıldan itibaren diğer kabileleri kendi bünyesine katmış, özellikle tarımsal alanda önemli ilerlemeler katetmişlerdir. İnkalar döneminde kinoaya manevi değer atfedilir, tarımsal üretimlerinde önemli bir yer tutardı. Bu bölgede pirinç ve buğdayın yerine kinoa kullanılırdı.
Güney Amerika kıtasının keşfiyle 1532 yılında İnka Medeniyeti ve İspanyollar arasında 40 yıl süren bir savaş başlamış, İspanyolların özellikle çiçek hastalığını dış dünyadan izole olmuş bu bölgeye taşımasıyla milyonlarca kayıp yaşanarak 1572 yılında İnka Medeniyeti yıkılmıştır. Kinoa günümüzde Peru ve Bolivya sınırları içinde kalan bu bölgeye İnkalardan miras kalarak halen bölgenin en önemli tarımsal ürünlerinden biri olmaya devam etmiştir. Ayrıca M.S. 12. yüzyılda Mısır’da da kinoa tüketildiğine dair bulgulara rastlanmıştır.
Kinoa İnsanlık İçin Neyi İfade Ediyor?
Kinoa, yakın tarihe kadar Güney Amerika’da yerel bir ürün olarak kalmasına rağmen bilimsel araştırmaların artmasıyla 1970’li yıllardan itibaren Avrupalı Üniversitelerce mercek altına alınmıştır. Araştırmaların ilk bulgularında, içeriğinde tahıllara göre çok daha yüksek oranda protein içermesiyle ön plana çıkan kinoa ayrıca tam bir mineral deposudur. Bol miktarda kalsiyum, demir, fosfor, magnezyum, potasyum barındırmaktadır. Otoriteler ve uzmanlar tarafından çocukların zihinsel ve bedensel gelişimleri için en ideal tüketim maddesi olarak gösterilmektedir.
İçeriğindeki protein oranın yüksek olmasının yanısıra (bazı türlerde 100gr.’da 21 gr.) bu proteinin kalitesinin yüksek olması araştırmaları daha da derinleştirmiştir. Besinlerde bulunan proteinin kalitesi, yapı taşları olan aminoasitler tarafından belirlenir. Vücudumuzda kullanılan 20 farklı aminoasit türü vardır. Bunların 12’si vücudumuzda üretilirken 8’ini et, balık, süt, peynir, yoğurt ve yumurta gibi gıdalarla dışarıdan alırız. Kinoa, başta lisin olmak üzere vücudumuzun ihtiyacı olan 8 farklı aminoasidin tamamını içermektedir. Bu sebepten ötürü NASA’da astronotların ana tüketim maddesi olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca içeriğinde yüksek oranda lif (100gr.’da 8gr.’a kadar) bulunmaktadır. Lif, karbonhidratın kana daha yavaş karışmasını sağlayarak uzun süre tokluk hissi yaratır.
En önemli özelliklerinden biri glüten içermemesidir. Glüten buğday, arpa, çavdar, yulaf başta olmak üzere birçok tahılın yapısında bulunan bir çeşit protein grubudur. Çölyak rahatsızlığı bulunan bireyler glüten içeren gıdalar tüketemezler. Çölyak Hastalığı ince bağırsağın glüten adlı proteine karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi, hassasiyetidir. Glüten alerjisinin en önemli belirtileri;
- Karında gaz, şişkinlik,
- Kabızlık,
- Ciltte kepeklenme, dirsekte yolunmuş tavuk cildi görünümü,
- Yorgunluk, yemek yedikten sonra durgunluk,
- Baş dönmesi, denge bozukluğu,
- Hamile kalamamak, kısırlık, polikistik over, adet öncesi gerginlik gibi hormonal bozukluklar,
- Sık tekrarlayan baş ağrısı,
- Kronik yorgunluk sendromu, yada bir hastalığa bağlanamayan ağrılar,
- Diz, kalça eklemleri veya parmaklarda ağrı, şişme
- Mood (psikolojik duygu durumu) durumunda bozukluk, anksiyete (her an kötü haber beklemek, iç sıkılması), depresyon (yaşama sevincinin azalması), duygu durumunda değişim, dikkat eksikliğidir.
Bazı toplumlarda çölyak hastalığının rastlanması sıklığı 50 kişide 1’e kadar çıkmaktadır. Ülkemizde 1 milyondan fazla çölyak hastasının olduğu tahmin edilmektedir.
Vejetaryenler hayvansal gıda ürünlerini tüketmekten kaçınırlar. Ayrıca gastroenterolojik (sindirim sistemi) kanser hastaları et tüketemezler. Bunun sonucunda vücuda yeterli protein girişi olmaz. Kinoa bu açığı kapatmak için en önemli alternatif haline gelmiştir.
Kinoanın içeriğindeki yağ, tuz ve şeker oranı da oldukça düşüktür. Bu yönleriyle oldukça sağlıklı bir ürün olarak ön plana çıkan kinoa, tüm dünyada ve ülkemizde diyetisyenlerce beslenme listelerinin olmazsa olmazı haline gelmiştir.
Kinoanın tüm bu özellikleri akademik mecralarca göz önünde bulundurularak bitkiye Tahılların Anası anlamına gelen Mother of Grains ismi verilmiştir.
2013 Dünya Kinoa Yılı
Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2050 yılına kadar dünyada toplam insan popülasyonunun 13 milyarı aşması öngörülmektedir. Nüfustaki bu hızlı artışın beraberinde getireceği en büyük sorun hiç kuşkusuz gıda sorunudur. BM, Dünya Tarım ve Gıda Örgütü(FAO) bünyesinde yapılan geniş çaplı araştırmalara 90’lı yıllarda kinoayı da dahil ederek, kinoa bitkisinin birçok özelliğinin gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. İnsan tüketimi için muazzam özelliklere sahip olduğu saptanan kinoanın tarımsal üretimiyle ilgili 2007 yılında, 150’den fazla ülkenin üniversitelerine kinoa tohumları gönderilerek, farklı senaryolarda yetiştiricilik yapılması ve FAO’ya raporlanması istenmiştir. Elde edilen veriler ışığında bitkinin dünyanın birçok ülkesinde verimli bir şekilde üretiminin yapılabileceği kanıtlanmıştır.
Ülkemizde bu çalışmayı ilk kabul eden üniversite Prof. Dr. Atilla YAZAR önderliğinde Çukurova Üniversitesi olmuştur. Çalışmalarına 2009 yılında başlayan YAZAR ve ekibi 4 yıl boyunca 90’dan fazla senaryoda denemeler yapmış, kinoa bitkisini ülkemiz koşullarında başarıyla üretmişlerdir.
Bugün ülkemizde Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hakan GEREN, Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa TAN, Iğdır Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Süleyman TEMEL’inde yer aldığı, birçok üniversite ve akademisyenimiz bitkiyle ilgili farklı çalışmalara halen devam etmektedir.
Çalışmalarını büyük ölçekte tamamlayan BM, 2013’te kinoanın Dünyayı Kurtaran Bitki olduğunu duyurmuş bitkinin tüm dünyada tanınması amacıyla 2013 yılını da Dünya Kinoa Yılı ilan etmiştir. Bitkiyle ilgili dünya basınında çok sayıda haber yer almış, haberin geniş kitlelere ulaşmasıyla hâlihazırda son 13 yıllık tüketim trendi tüm dünyada hızla yükselen kinoanın talebi katlanarak devam etmiştir.
Rakamlarla Kinoa Üretimi
2000’li yılların başına kadar ticari montanlı üretim sadece iki Güney Amerika ülkesiyle kısıtlı kalan kinoa, bugün İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, Norveç, İsveç, Slovenya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Ukrayna, Hindistan, Rusya, Japonya, Çin, ABD, Kanada, Meksika, Arjantin, Şili, Ekvator, Uruguay, Brezilya, Kolombiya, Kenya, Etiyopya, Güney Afrika, Avustralya ve daha birçok ülkede küçük ölçekli de olsa üretilmeye başlamıştır. Ancak toplam üretimin %90’ına yakını halen Peru ve Bolivya tarafından yapılmaktadır.
Peru Tarım Bakanlığı’ndan aldığımız verilere göre bu ülkede 2015 yılında 750.000 dekar, Bolivya’da ise 650.000 dekar arazide kinoa üretimi yapılmaktadır. Bunu Batı Avrupa’da 11.000 dekarlık arazide yapılan başka bir üretim takip etmektedir.
Ülkemizde ise derneğimiz bünyesinde elde ettiğimiz verilere göre; 2015 yılında en büyüğü 1.200 dekarla Şanlıurfa’da olmak üzere toplamda yaklaşık 2.500 dekar üretim gerçekleşmiştir. Ancak Şanlıurfa’da yapılan üretimin dışındaki üretimlerin istenilen verimler alınamamıştır. 2016 yılında tüm üreticilerimiz kinoa yetiştiriciliklerini Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) işletebilir olacağından resmi rakamlarla daha net veriler elde edeceğiz.
Rakamlarla Kinoa Tüketimi
Sadece Peru Ekonomi Bakanlığı’ndan aldığımız son 3 yıllık verilere göre dünyada kinoa tüketimiyle ilgili ciddi artışlar yaşanmakta. Ülkemiz ise yapılan çalışmalar neticesinde dünyada yaşanan bu köklü üretim ve tüketim yeniliğine paralel bir yol çizmektedir. Peru Ticaret Bakanlığı’ndan alınan verilere göre 2014 yılında ülkemize bu ülkeden 55 tonluk bir kinoa ihracatı gerçekleşirken, kesinleşmemiş 2015 verilerine göre ise bu rakam 300 tonu geçmiş durumdadır. Buna ek olarak ülkemize Bolivya’dan da yüklü miktarda kinoa ihracatı yapılmakta olup, aynı zamanda 2015 yılında ülkemizde üretilen yerli kinoalarda pazarda yerini almıştır.