“Meyve üretimi, iç tüketimi ve ihracatı karşılamıyor”

Meyve suyu sektörünün 2012 yılını değerlendiren Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED), meyve suyu sanayisinde dünyanın tedarik merkezi olabilecek potansiyele sahip olan Türkiye’nin, geçtiğimiz yılı hammadde temininde yaşanan sorunlarla mücadele ederek geçirdiğini açıkladı. MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, “Sanayiye yönelik meyve üretimi geliştirilmesi için stratejik adımların bugünden atılması gerekir. Aksi takdirde Türkiye çok önemli bir fırsatı kaçırır” dedi.

 “Üreticilerin rekabet gücünü arttıracak yapısal sorunların çözümlenmesi büyük önem taşıyor”

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED), sektörün 2012 yılını değerlendirdi. MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, hammadde temininde yaşanan sıkıntıların, sektörün başlıca sorunu olduğunu belirtti. Akdağ, ülkemizin coğrafi, iklimsel ve demografik birçok avantajına sahip meyve suyu sanayisinin; hammadde temininde yaşanan sorunlar nedeniyle uluslararası pazarlarda hak ettiği yerlere ulaşamadığını ifade etti.

Ebru Akdağ; “Sektördeki ihracat, son 10 yılda 6 kattan fazla artarak, 36 milyon dolardan, 2012 yılında ortalama 230 milyon dolara yükseldi. Meyve suyu ihraç edilen ülke sayısı 151’e ulaştı. Bu gösterge, ülkemiz ürünlerinin küresel meyve suyu pazarında büyük ölçüde kabul gördüğüne, fiyat rekabetimizin artması halinde ihracatımızın büyüyeceğine işaret ediyor. Türkiye, 13 milyar dolar değerindeki dünya meyve suyu ticaretinden onca avantajına rağmen sadece yüzde 1.7 pay alabiliyor. Bu payı arttırmak için üreticilerin rekabet gücünü arttıracak yapısal sorunların çözümlenmesi büyük önem taşıyor” dedi.

“Türkiye fırsatı kaçırmamalı”

Ebru Akdağ, Türkiye’nin, meyvecilikte dünyanın en şanslı ülkelerinden birisi olduğunu söyleyerek “Başta AB olmak üzere dünyanın tedarik merkezi olabilecek bir potansiyele sahip. Dünya kayısı ve vişne üretiminde birinci, nar üretiminde üçüncü, elma üretiminde dördüncü, limon üretiminde beşinci, şeftali ve üzüm üretiminde altıncı, portakal üretiminde sekizinci konumdayız. Meyve suyu sektöründe en çok işlenen sekiz meyvenin (elma, şeftali, kayısı, vişne, portakal, nar, limon ve üzüm) üretim miktarı son 10 yılda yüzde 33 civarında arttı. Ancak bu üretim, iç tüketim ve ihracattaki büyümeyle aynı oranda olmadı. Aynı dönemde sektör, hammadde teminindeki tüm engellere rağmen, işlediği meyve miktarında yüzde 190 düzeyinde artış sağladı. Meyve üretiminin, sektördeki büyümeye paralel artmaması, aradaki farkın her geçen gün açılmasına neden oldu. Artan iç tüketim ve ihracat talebi, meyve üretiminin yetersiz kalacağı sinyalini vermeye başladı” şeklinde konuştu.

“Sanayiye uygun meyve üretimi yaygınlaşmalı”

Artan hammadde sorununun çözülmesi için sanayiye uygun meyve üretiminin doğru havzalarda, meyve işleme ve paketleme tesislerinin etrafında kümelenecek şekilde yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Ebru Akdağ; “Ülkemizde gelişmiş pazarlardan farklı olarak, sanayiye yönelik meyve üretimi yapılmaması, sanayiye uygun cins ve türlerin bulunmaması büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkıyor. Bu da sahip olduğu büyük potansiyele rağmen, sektörün yarı kapasiteyle çalışmasına neden oluyor. Sektörün uluslararası platformlarda rekabetçi olabilmesi için verimliliğin artırılması, sanayi tipi meyve üretiminin yaygınlaşması gerekiyor. Bunun için de, sinai şirketlerin kurulması, büyük ölçekli sanayi tipi meyve üretimi yapılması, birim alandan yüksek verim alınması, modern tarım tekniklerinin uygulanması, hasat dönemini uzatabilecek türler geliştirilmesi, tarım ve sanayi arasındaki bağın güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Rakamlarla meyve suyu sektörü

Güncel durumda meyve suyu sanayinin cirosal büyüklüğü 2 milyar TL, ihracatı 230 milyon dolar ve işlenen meyvesi 1 milyon ton civarında seyrediyor. Meyve suyu sanayisi, ülkemizde üretilen meyvenin sadece yüzde 10-15’lik bir kısmına talep oluşturuyor. Türkiye’de toplam meyve suyu ve benzeri ürünlerin (meyve nektarı, meyveli ve aromalı içecekler) tüketimi 2000’li yılların başından itibaren büyümesini sürdürerek, 2011 yılında yaklaşık 921 milyon litreye ulaştı. Ancak o yıllardan bu yana sektörde ilk defa geçtiğimiz dönemde bir daralma yaşandı. Tüketim 2012’de, 900 milyon litre düzeyine geriledi. Yüzde 100 meyve suyu ve meyve nektarının tüketim miktarı 2012 yılına kadar düzenli bir şekilde artarak 678 milyon litreye yükselmişti. 2012 yılı tahminlerine göre bu rakam ortalama 600 milyon litrede kaldı.

2012’deki daralmaya rağmen son 10 yıllık dönemde yüzde 100 meyve suyu ve meyve nektarı tüketiminin yüzde 200, yani 3 kat arttığı görülüyor. Bu büyüme rakamı her ne kadar bir potansiyeli işaret ediyor olsa da hammadde üretimi ve teminindeki engellerin aşılamaması durumunda sürüklenilen çıkmazı da ortaya koyuyor.

Meyve suyu endüstrisi ile ilgili dikkat çekici bazı rakamlar şöyle:
  • Meyve suyu ve meyve nektarı tüketimi, son 10 yılda kendi içinde 3.2 kat büyüyerek 212 milyon litreden 677 milyon litreye ulamıştır.
  • Türkiye’de meyve suyu tüketiminin yüzde 68’ini meyve nektarı, yüzde 6’sını yüzde 100 meyve suyu ve geri kalan yüzde 26’sını da meyveli ve aromalı içecekler oluşturuyor.
  • Elma, şeftali, kayısı, vişne, portakal Türkiye’de meyve suyunda en çok işlenen 5 meyvedir.
  • Türkiye’de en çok tercih edilen tatlar şeftali, vişne ve kayısıyken, AB’de en çok tercih edilen tatlar, elma ve portakaldır.
  • Ülkemizde yüzde 100 meyve suyu ve nektarının kişi başına yıllık ortalama tüketimi 8 litre, AB’deki ortalama tüketim 21 litredir. Meyve suyu ve nektarının ortalama kişi başına tüketimi Almanya’da 34 litre, Amerika’da 45 litre civarında seyretmektedir.
  • Batı Avrupa’da toplamda tüketilen alkolsüz içeceklerin içerisinde yüzde 100 meyve suyunun payı %7 iken, Türkiye’deki oran %1’dir.
  • 2012 yılı sonunda ülkemizde üretilen meyvenin yaklaşık 1 milyon tonunun meyve suyu sanayinde işlenmiş olacağı ön görülmektedir.
  • Uluslararası araştırma şirketi Canadean’ın tahminlerine göre önümüzdeki 5 yıllık dönemde (2017 yılına kadar) AB Meyve suyu pazarında küçülme beklenirken, Türkiye’deki pazarın yüzde 30 civarında büyüyeceği belirtilmektedir.
  • Türkiye’nin meyve suyu ihracatında en önemli pazarları Avrupa ülkeleri olup, ihracat yapılan ilk üç ülke sırasıyla Almanya, Polonya ve Hollanda’dır
  • Türkiye’nin meyve suyu ve konsantresi ihracatında en önemli kalemi elma suyudur.
  • İhracat potansiyeli çok yüksek olan meyve suyu sektörü, % 90 oranında “net döviz girdisi” sağlamaktadır.
  • Sektör, “dış ticaret dengesi” açık ara fazla veren nadir sektörlerdendir.
  • Sektör, doğru ve uygun “ihracat teşvikleri”nin uygulamaya konması halinde, “geometrik büyüme” potansiyeline sahiptir.
  • 1,2 milyar dolar civarında ihracatı olan meyve sebze mamulleri sektörünün 2023 hedefi, 4 milyar dolardır.
Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap