Kurulduğu 1961 yılından bu yana Kimya Sektörüne hizmet veren Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası-KİPLAS’ın, 2017 yılı başında değişen yeni yönetimi ve üyeleri görkemli bir organizasyonda bir araya geldi. Bundan böyle düzenli olarak yapılması planlanlanan organizasyonun bu yıl için teması “Çalışma Hayatının Geleceği” (Future of Work) olarak belirlendi.
Uluslararası platformlarda sinerjiyi sürdürmek için çalışıyoruz…
Kimya sektörünün lider firmalarının yönetim kurulu başkanları ve CEO’larının katıldığı etkinlikte ilk konuşmacı KİPLAS Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Uzunyol oldu. Uzunyol KİPLAS’ın kimya sektöründeki önemine vurgu yaparak; “Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki, Kimya hayatımızın her alanında. Sanayide, tarımda, tekstilde, kıyafetlerimizde, evlerimizde, otomobillerimizde, yemeklerimizde ve suyumuzda “kimya” var. Kısacası hayatımız kimya. İşte KİPLAS da bu somut gerçeğin bilinciyle “hayatımızı” kolaylaştırmak için 1961’den beri sektörümüze ve ülkemize hizmet veriyor.Geleceğin Çalışma Hayatı ya da Çalışma Hayatının Geleceği… Önümüzde sürprizlerle dolu uzun bir yol var. Yıllar içinde yorulan ve eskiyen Sendikacılık da bu yolun koşullarına uyum sağlamak için kendini hiç durmadan sorgulamak ve yapılandırmak zorunda. Bu hıza yetişemeyen kurumların ayakta kalması çok zor. Bu bilinç ve sorumlulukla bu uzun soluklu koşuda geriye düşmemek için KİPLAS ailesi olarak kendimizi hem yönetim anlayışı hem de çalışma prensipleri açısından daima yeniledik ve yeniliyoruz. Kuruluşumuzdan beri kullandığımız kurumsal kimlik renklerimizi ve logomuzu yeniledik. Mevcut ve gelecekteki üyelerimize daha doyurucu hizmet verebilmek için her alanda gelişiyoruz. Devletimizle, paydaşlarımızla, muhatap işçi sendikalarımızla, çatı örgütümüz TİSK ile hem ulusal hem de uluslararası platformlarda yarattığımız sinerjiyi sürdürmek için durmaksızın çalışıyoruz ve azimle çalışmaya devam edeceğiz.”dedi.
Gelen Küresel Dalga Karşısında, Statükoyu Sürdürmek Mümkün Değil!
Daha sonra etkinliğin açılış konuşmasını yapmak üzere KİPLAS Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Uluslararası İşverenler Örgütü (IOE-The International Organisation Of Employers) Başkanı Erol Kiresepi sahneye davet edildi. Çalışma hayatının dünya genelinde en çok konuşulan konuların başında geldiğinin altını çizen Kiresepi, Çalışma hayatının geleceğini; “Değişim ve değişimin kapsamı -İş fırsatları – İş gücü piyasasının düzenlenmesi – Kalıcı şirketler – Gelişmekte olan ekonomilerin sorunları – Yeni çalışma hayatındaki esneklik ve İşyeri kavramı” başlıkları altında ele aldı. Çalışma hayatının geleceği noktasında, IOE tarafından özel bir rapor hazırlandığını dile getiren Erol Kiresepi, şöyle devam etti;” İstanbul’da 2-5 Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Teşkilatı Avrupa ve Orta Asya Bölge Toplantısı çerçevesinde çalışma hayatının geleceği konusunda yapılan değerlendirmelere de değinmek istiyorum. Toplantı sonuç metninde yeni üretim, dijitalleşme ve otomasyon süreçlerinin işgücü piyasalarını etkileyen dinamik süreçler olarak değerlendirilmesini isabetli bulduğumu belirtmek isterim. “Yüzyıl İçin İstanbul İnsiyatifi” olarak adlandırılan sonuç metninde, işçi, işveren ve hükümetlere eğitim, becerilerin geliştirilmesi ve yaşam boyu öğrenme programlarının desteklenmesi yönünde tavsiyede bulunulmasını da çalışma hayatının geleceği açısından ümit verici bir işaret olarak kabul ediyorum. Politik modellerin ve düzenlemelerin tasarımında gerçek bir değişiklik olmasını istiyorsak herkesin olağanın dışında düşünmesi gerektiğine inanmaktayım. Çünkü gelen küresel dalga karşısında statükoyu sürdürmek artık mümkün değildir. Ayrıca, iddialı olmamız ve önümüze sunulan sayısız imkânları değerlendirirken de olumlu bir yaklaşım sergilememiz gerektiğine gönülden inanmaktayım.”
İmalat Sanayiinde kurallar yeniden yazılıyor…
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu -TİSK Başkanı Kudret Önen, sanayide yeni bir yolculuğa çıkıldığına ve dördüncü sanayi devriminden söz edildiğine dikkat çeken konuşmasında, imalat sanayinde kuralların yeniden yazıldığına işaret etti. İş dünyası olarak dijital dönüşümün bir kültür olarak hızla özümsenmesi gerektiğini belirten TİSK Başkanı Önen, şunları söyledi;” Türkiye’nin bugün geldiği noktada, iki önemli konumuz olduğunu söyleyebilirim. Bunlardan ilki; evet, belirli sektörlerde hayli başarılıyız ve küresel ekonomi içinde rekabeti yakalayarak belli bir yere gelmiş bulunuyoruz. Bugün durmamalı, bunu devam ettirmeli, güçlendirmeliyiz. İkincisi ise, ihracatta sürdürülebilir büyümeyi yakalamalıyız. Bu iki hedefi önemsiyorsak, Endüstri 4.0 ile gelen değişimin dışında kalmamız zaten mümkün olmayacaktır. Üretim sektöründe Endüstri 4.0’a adapte olmak isteyen tüm ülkelere; robotları, bilgisayar sistemlerini ve yazılımları satacak olan ülkeler, bu işten çok karlı çıkacak. Bu nedenle, bu yeni dönemde artık yazılım konusuna hâkim, akıllı sistemler tasarlayabilen, robotlarla sadece çalışabilen değil, aynı zamanda robot üretebilen mühendisler yetiştirmemiz gerekiyor. Bu yarışta geriye düşmemek için hep birlikte Türkiye’yi teknoloji üretip satabilen bir ülke konumuna getirmemiz gerekiyor. Dijitalleşmeyi; önümüze çıkan fırsatlarla, sürekli kendimizi yenileyeceğimiz; çalışanlarla, kullandığımız teknolojilerle ve ürünlerle birlikte hayata geçireceğimiz bir dönüşüm olarak görmeliyiz. Çalışma hayatımızı da, mevzuat ve uygulamalar yönüyle bu yeni sürece adapte etmeliyiz. Milletler arasındaki bugünkü eşitsizliklerin kaynağı, geçmiş dönemlerin fırsatlarıydı. Bugünün fırsatlarını iyi değerlendirenler de kuşkusuz yarının avantajlı kesimi olacak. Sanayinin bu yeni yolculuğunda, devletimizin ve her sektörün üzerine düşeni yapacağına ve Türkiye’nin Endüstri 4.0 devrimine geçişini büyük bir hızla tamamlayacağına inanıyorum.”
KİPLAS’a üye kuruluşlardan PETKİM’in Genel Müdür Yardımcısı Kanan Mirzayev ise konuşmasında, Kimya sektörünün diğer sektörlere girdi sağlayan stratejik bir sektör olduğunu söyledi. Mirzayev; “Ülkemizde cari açığın en önemli nedeni dış ticaret açığıdır. En fazla dış ticaret açığı verdiğimiz sektör, enerjiden sonra kimya sektörüdür. Her yıl kimya sektöründe 20 milyar doların üzerinde açık veriyoruz. Kimya sektörü içinde de en büyük açık petrokimya ithalatlarından kaynaklanıyor. Ülkemiz petrokimya sektöründe yıllık yaklaşık 11 milyar dolar dış ticaret açığı veriliyor. Türkiye’nin dış ticaret açığı içinde petrokimyasalların payı %13 civarında olup bu yönü ile petrokimya, yatırım yapılması gereken öncelikli ve ülkemiz açısından son derece kritik öneme sahip sektörlerden birisi durumundadır. Ülkemiz cari açığını azaltmak için petrokimya yatırımları yapma zorunluluğu tüm bakanlıklarımız tarafından benimsendi ve öncelikli olarak petrokimya yatırımlarının desteklenmesi hükümetimizin Orta Vadeli Program hedefleri arasına girdi. Bunun için kendilerine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Türkiye’nin en büyük yabancı yatırımcısı SOCAR’ın bir iştiraki olarak, üretim olmadan gelişim olmayacağının bilinci ve Türkiye ile Azerbaycan’ın kardeşliğini en iyi anlatan, bir millet, iki devlet ülküsüyle üretim ve yatırım faaliyetlerini sürdürmeye devam edeceğimizi bildirir, selam ve saygılarımı sunarım.” Diyerek konuşmasını noktaladı.
Son konuşmacı olarak söz alan INTEGRA SİGORTA CEO’su ve ortağı Mert Yücesan, hem bir sigorta uzmanı, hem de bir Kimya Mühendisi olarak, Kimya sektörünün gerek çevreye verebileceği zararlar gerekse kendi içerisinde oluşturduğu riskleri açısından bakıldığında hassas sektörler içerisinde yer aldığına dikkat çekti. Mert Yücesan “Burada Kimya sektörünün üzerine düşen iki boyut Bir taraftan risk yönetimi konusunda dünya standartlarını takip ederek uygulamaları gerekmekte ki, bu konu kendi içinde bir hayli geniş bir konudur. Risk mühendisliği ile risk yönetim kurallarının belirlenmesi ve üretim içerisinde her türlü önlemin belli standartlar çerçevesinde uygulamaları gerekir. Diğer bir taraftan da bu uygulamaları sigorta yapan kurumlar ile paylaşmaları ve kendilerini tanıtmaları gerekir. Kurum olarak Sigorta Brokerlerinin görevi iki sektörün yani sigortalı ve sigortacının en uyumlu şekilde çalışmasını sağlamaktır. İlk aşamada bizlerin rolü Endüstriyel müşterilerin risk yönetimi konularına Risk mühendisliği uzmanlarımız ile destek olmak ve ne şekilde fiziksel ve çevresel bir risk yönetimi, yani önleme ve korunma sistemi oluşturmaları gerekliliği üzerinde durmaktır. İkinci aşama Sigorta programlarının oluşmasında deprem olsun, yangın olsun olası riskler için matematik modellemeler yaparak olası risk ve hasar limitlerini belirlemek ve hangi şart ve limitler ile sigorta satın alınmasının faydalı olacağını belirlemek ile devam edecektir. Güvenilir bir risk yönetimi ve sigorta programı endüstriyel kurumların rekabet avantajlarını da arttıracak yatırımcı güveni açısından ise kurumun öne çıkmasını da sağlayacaktır.” dedi.
Konukların iyi niyet mesajları verdiği etkinlikte son olarak KİPLAS’ın mevcut üyeleri arasına “İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” ve “İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesi içinde yer alan Kimya Sektörü firmalarını da eklemenin hedeflendiği vurgulandı.