2016 yılında sadece stoklama süresini 3 aydan 1,5 aya indirerek 80 milyon TL tasarruf yapmayı planlayan GÜBRETAŞ, 2016’da 2 milyon tonu aşan satış hacmi, 4 milyar TL üzerinde konsolide ciro ve 230 milyon TL’nin üzerinde net kâr hedefliyor.
GÜBRETAŞ Genel Müdürü Şükrü Kutlu, 2016 yılını hem üretim, hem satış, hem de ciro ve kârlılık rekorlarıyla tamamlamayı planladıklarını belirterek, bunun için bütün şartların uygunlaştığını söyledi. Geçen yıl şubat ayında GÜBRETAŞ’ın Genel Müdürü olan ve bu dönemde gerçekleştirdiği kurumsal dönüşüm projelerinin yanı sıra yeni yılda sadece depolama süresini 3 aydan 1,5 aya indirerek şirkete yaklaşık 80 milyon TL tasarruf yaptırmayı hedefleyen Şükrü Kutlu, gazetecilerle bir araya gelerek 2015 yılını değerlendirdi ve 2016 yılı hedeflerini paylaştı.
Geçen yıl üretimde yüzde 32’lik artışla 697 bin tona, toplam satışta ise 1 milyon 665 bin tona ulaştıklarını anlatan Kutlu, “2016 yılı bizim için rekorlar yılı olacak. Porföyümüze yeni eklenen bitki koruma ve süs bitkisi besleme ürünleriyle birlikte bu yıl 2 milyon tonu aşan satış hacmi, 4 milyar TL üzerinde konsolide ciro ve 234 milyon TL net kâr hedefliyoruz. 1 Ocak itibariyle Bakanlar Kurulu kararıyla gübrede KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e inmesi ve son olarak da İran’a ekonomik yaptırımların kalkması, hedefe ulaşmamızda bize destek olacak. Yeni torba yasada gübrede KDV’nin sıfırlanması da yer alıyor. Bunun gerçekleşmesi tablonun çok daha iyi olmasını sağlayacaktır” dedi.
Kur farkı zararı azalıyor
Göreve başladığında gübrelerin stokta bekleme süresinin 4 aya yakın olduğunu ve bu durumun şirkete her yönden zarar verdiğini söyleyen Kutlu, “GÜBRETAŞ, sektörünün amiral gemisidir. Talep edildiğinde “yok” dememek için depolarında sürekli opsiyonel ürün bulunduruyordu. Ürettiğimiz gübrenin hammaddesi yurtdışından geliyor. Ayrıca kendi tesislerimizdeki üretim kapasitesinin tüketim talebini karşılamaması nedeniyle emtia olarak da ithalat yapıyoruz. Gübreyi yurtdışından döviz cinsinden alıp depoluyoruz ama çiftçiye satarken TL olarak veriyoruz. Bu bir handikap… Üstelik bu arada döviz kurları değişiyor. Siz malı alırken belli bir fiyattan satmayı planlıyorsunuz. Ancak aradan geçen sürede kur farkı nedeniyle bırakın kâr yapmayı, zarar eder pozisyona düşebiliyorsunuz. Artık stoklama süresini azaltarak bu riskleri minimize edeceğiz ve bununla birlikte çiftçimizin her türlü gübre ihtiyacını zamanında karşılamaya devam edeceğiz. Teknolojik planlama sayesinde döngüyü hızlandırırken, şirkete hareket kabiliyeti kazandıracağız” dedi.
Gübre fiyatları da ucuzlayacak
Bu sorunu çözmek için bir yazılımla stok, sipariş, üretim ve ithalat hareketlerini birbirine entegre bir şekilde yönetmeye başladıklarını söyleyen Kutlu, “Şimdi hangi bölgede ne kadar sipariş var, stokta ne kadar ürünümüz var hepsini online olarak anlık görebiliyoruz. Buna göre eksilen ve ihtiyaç olan yerlere uygun zamanda ürün gönderiyoruz. Bu yöntemle 2016 içinde gübrenin stoklama süresini ortalama 3 aydan 1,5 aya indirmeyi hedefliyoruz. Sadece sipariş, üretim ve ithalatı birbirine entegre ederek 2016 yılında 80 milyon TL tasarruf etmeyi planlıyoruz. Nihai hedefimiz ise stoklama süresini bir aya indirebilmek… Bu operasyon sadece tasarruf değil, aynı zamanda Türkiye’de gübre fiyatlarının da düşmesini sağlayacak. Sektör lideri olduğumuz için fiyatlar bize göre belirleniyor. GÜBRETAŞ’ın azalan maliyetlerle fiyatlarını aşağı çekmesiyle Türkiye’de gübre fiyatları ucuzlayacak. Nihai hedefimiz böylece çiftçiye ve tarıma fayda sağlamak… Aynı zamanda satış karlılığımızın artmasıyla yatırımcımıza da kazandırmak istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Afrika’da yatırım için fırsat kolluyoruz
GÜBRETAŞ’ın 2008 yılında İran’daki entegre gübre tesisi Razi Petrokimya şirketini 656,4 milyon dolara satın aldığını hatırlatan Genel Müdür Şükrü Kutlu, fosfatlı ürün grubunda ise Afrika bölgesinde fırsat kolladıklarını ve yatırımlara açık olduklarını söyledi. Kutlu, yeni yurtdışı yatırımları konusunda şöyle konuştu: “Türkiye’de doğalgaz, fosfat ve potasyum gibi temel kimyevi gübre hammadde kaynaklarının bulunmayışı nedeniyle sektörümüz ithalata dayalı bir yapıdadır. 2006’da başlattığımız hammadde kaynağına sahip ülkelerde yatırım yapma stratejisi doğrultusunda Razi Petrokimya’da kazandığımız tecrübe ve özgüvenle bu kez fosfatlı ürünler konusundaki uluslararası yatırımı da en kısa dönemde tamamlayarak GÜBRETAŞ’ı global bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz. Fosfatlı ürünler için bu konuda hammadde kaynağına sahip özellikle Fas, Tunus, Cezayir ve Ürdün gibi Kuzey Afrika ve Ortadoğu kuşağında ülkelerine yoğunlaştık. Bu yöndeki arayış ve görüşmelerimizi hızlandırdık.“
2016’da yatırıma toplam 310 milyon TL bütçe ayrıldı
GÜBRETAŞ’ın pazar liderliğini güçlendirmek amacıyla Türkiye’nin farklı bölgelerinde üretim ve lojistik altyapı yatırımlarına devam ettiğini de söyleyen Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2016 yatırımlar açısından da bir rekor yılı olacak. Yurtiçinde 114 milyon TL’lik yatırım bütçesi ayırdık. İskenderun, İzmir ve Samsun’daki tesisleri bu yıl sonuna kadar tamamlayarak lojistik gücümüzü artıracağız. Diğer yandan üretim gücümüzü artırmaya yönelik yatırımlarımızı da hızlandırdık. Yarımca’da yenilenen NPK üretim tesislerinin ardından amonyak tankı inşasını da bu yıl tamamlayacağız. Azotlu gübrelerden amonyum nitrat ve kalsiyum amonyum nitratı üretebilmek için Yarımca’da yeni bir tesis projemiz var. Yıl sonu itibariyle granül amonyum sülfat da üretmeye başlayacağız. İzmir’de kurulu tesislerimizde yapacağımız modernizasyon yatırımıyla sıvı-toz gübre üretim kapasitesini artıracağız.”
Yurtdışındaki yatırımlara da değinen Kutlu, “İran’da devam eden tesis yatırımları için de 2016’da yaklaşık 196 milyon TL yatırım bütçesi öngördük. Böylece Türkiye ve İran’daki toplam yatırım bütçemiz, yaklaşık 310 milyon TL ile şirket tarihi açısından rekor bir miktara ulaşmış olacak” dedi.
İran’a yaptırımlar kalktı, şirketler aramaya başladı
2008’de Türkiye’nin yurtdışındaki en büyük sanayi yatırımı olarak gerçekleşen İran’daki Razi Petrokimya satın almasıyla GÜBRETAŞ’ın yerel liderlikten global oyunculuğa ilk adımını attığını söyleyen Şükrü Kutlu, ekonomik yaptırımların kaldırılmasıyla bu tesislerin de önünün açılacağını söyledi. Kutlu, “Bu olumlu gelişme, İran’daki bağlı ortaklığımızın ürünlerini uluslararası piyasalarda daha rahat ve piyasa fiyatlarından satılabilmesiyle bize güç katacak. Yeni pazarlara ulaşmanın yanı sıra ihracattaki taşıma maliyetlerinin düşecek olması ve para transferlerindeki kolaylıkların bize pozitif katkılar sağlamasını umuyoruz” dedi.
Ambargo döneminde en çok karşılaşılan iki önemli sorunun, Razi Petrokimya ürünlerinin ihracında gemi temini ve navlun maliyetlerinin yüksekliği ile sanayi üretimin sürdürülebilirliği açısından ihtiyaç duyulan yedek parça ve ekipmanın karşılanmasındaki zorluklar olduğunu söyleyen Kutlu, İran’a yaptırımların kalkmasıyla ilgili şunları söyledi: “Bu gelişmeler sonrası lojistik ve navlun gibi taşıma maliyetlerindeki düşüş ile yedek parça teminindeki kolaylıklar tesislerimizdeki üretim verimliliğini de yükseltecektir. Geride kalan 8 yıllık dönemde üretim, satış ve taşımada birtakım sıkıntılar yaşadık. Yaptırımlar nedeniyle yedek parça teminindeki zorluk yüzünden fabrikada bir parça arızalandığı zaman onu temin edemiyorduk. Fakat yaptırımların kaldırılması sonrası bankalar ve şirketler bizi aramaya başladı.”
Uluslararası yaptırımların kaldırılmasının Razi Petrokimya açısından operasyonel maliyetlerin azalması, pazar alanlarının genişlemesi, piyasa fiyatlarıyla satış imkanıyla satıştaki karlılığın yükselmesi ve üretimde kapasite kullanım artışı gibi yansımalarının olacağını belirten Kutlu, “Kısacası bu pozitif gelişmenin İran’daki bağlı ortaklığımızın ciro ve kârlılığına olumlu katkı yapmasını bekliyoruz. İran’la ilgili risk algısının değişecek olması ve risk primlerinin düşmesi de dolaylı olarak şirketin değerini de yükseltecektir” diye konuştu.
Yeni markayla şehirli tüketiciye de ulaşacak
Yeni yönetimle birlikte başlayan yenilikçi yaklaşım, GÜBRETAŞ’a sektörde farklı bir pazarın da kapılarını açtı. GÜBRETAŞ Genel Müdürü Şükrü Kutlu, 64 yıldır katma değer oluşturdukları tarımsal üretimin yanı sıra artık ‘GÜBRETAŞ BAHÇEM’ markasıyla bahçe, süs ve saksı bitkileri alanındaki ürünlerle şehirli tüketiciyle de buluşacaklarını anlattı.
GÜBRETAŞ BAHÇEM’in 3 ana ürün grubunda 13 çeşit ürün ve 21 farklı ambalajla tüketicinin karşısına çıktığını söyleyen Kutlu, “Bu ürünlerin tamamı GÜBRETAŞ ar-ge ekibi tarafından geliştirildi. Bu bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır. Üretim yönüyle de bu sektördeki diğer rakiplerden en büyük farkımız, yerli bir üretim anlayışımızın olması… Her türlü süs bitkisinin besin maddesi ihtiyaçlarını karşılayacak zengin bir ürün portföyü oluşturduk. GÜBRETAŞ güvencesiyle özel olarak formüle edilen ürünler, şehir yaşamına renk katan süs bitkilerinin daha canlı ve sağlıklı bir görünüm kazanarak uzun ömürlü olmasını sağlayacak” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde kullanıldı
Ankara Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bahçesinde de GÜBRETAŞ BAHÇEM ürünlerinin kullanılmaya başladığını anlatan Kutlu şöyle konuştu: “Üç ana ürün grubundan ilki, futbol ve golf sahaları ile şehirlerdeki yeşil alanların yıl boyunca beslenmesini sağlayacak çim bitki besleme ürünlerinden oluşuyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin çimlerinin bakımı bizim ürünlerimizle yapılmaya başladı. İkinci grupta ağaç ve çalı besleme ürünleri, üçüncü grupta ise ev-ofis süs bitkilerinin bakım ürünleri yer alıyor.”