Firmaların öncelikli hedefi faaliyetlerini bir şekilde sürdürebilmek

Sektörünüz özelinde 2019 yılını üretim, iç satışlar ve ihracat açısından nasıl değerlendirirsiniz?

2018 yılının ilk yarısında nakit döngüsündeki azalma ile başlayan süreç, kurların ve faizlerin artmasıyla yerini sektörümüzde kayda değer bir ekonomik durgunluğa bıraktı. TÜİK tarafından yayınlanan son istatistiklere göre, Ekim ayında tescil edilen traktör sayısı (2.828 adet), bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23,5 seviyesinde azaldı. Yılın ilk 10 ayındaki kümülatif düşüş ise yüzde 52’yi buldu. Son 5 yılın tescil ortalaması dikkate alındığında ise yüzde 61’lik bir daralmadan bahsetmek mümkün. Bu trende göre traktör sektörünün iç pazarı 2019 yılında yaklaşık 25 bin adetlik bir satışla tamamlaması bekleniyor. İç pazar bu şekildeyken, imalatta da durum çok farklı değil. Kasım ayı verilerine göre üretimdeki dönemsel daralma, bir önceki yıla göre yüzde 41 seviyesinde oldu. Son 5 yılın imalat ortalaması dikkate alındığında ise daralmanın yüzde 54 mertebesine ulaştığını görüyoruz. Ekipman kısmında da elimizde resmi bir istatistik olmamakla birlikte pazarın benzer bir seyir izlediğini düşünüyoruz. Süreç öncesinde ilave tesis veya makine yatırımı yapan ve bu amaçla banka kredisi kullanan firmalarda krizin etkileri çok daha belirgin. Diğer yandan üretimde yaşanan bu daralma istihdama da yansımış durumda. Bazı firmalar bu dönemde zorunlu olarak işçi çıkardı, vardiya sayısını azalttı, kısmi veya eksik çalışma yapmaya başladı. Özellikle ihracat yapmayan firmalar bu süreçte çok daha fazla zorlandı. Yani bir anlamda ihracat firmaların nefes almasını sağlayan bir can simidi oldu diyebiliriz. Sene başındaki hedefimizin 5 puan altında kalsak da 2018 yılına göre ihracatta değer anlamında yüzde 15’lik bir büyümenin sevindirici olduğunu düşünüyoruz. Kasım ayı itibariyle 868 milyon dolarlık ihracatla 2018 yılı rakamlarını şimdiden geçmiş durumdayız. Bu sonuç aynı zamanda tüm zamanların rekorunu da beraberinde getiriyor. Yılsonunda 1 milyar dolar barajının aşılacağını öngörüyoruz. Traktör aksam ve parça ihracatı ile tarımsal mekanizasyon endüstrisinde toplam ihracatın 2 milyar doları geçmesini bekliyoruz. Toplam tarım makinalarında en çok ihracatı ABD, İtalya, Irak, Özbekistan, Azerbaycan, Cezayir, Sırbistan, Bulgaristan, Rusya ve Fransa’ya gerçekleştiriyoruz.

2019’da yaşanan sorun başlıklarını sıralamanızı istesek, ilk üç sıraya hangi sıkıntıları, hangi gerekçelerle yazardınız?

Aslına sektörün en büyük sıkıntısı -dönemsel gelişmelerden bağımsız olarak- haksız rekabet. Sektörümüzde olması gerekenin çok ama çok üzerinde firma var ve sayı giderek kontrolsüz bir biçimde artıyor. Bir örnek vermek gerekirse Birleşik Krallık’la Türkiye’deki tarım makinaları endüstrisinin toplam cirosu neredeyse aynı ama firma başına düşen ciroda Birleşik Krallık lehine tam 3 kat fark var. Bu durumda Ar-Ge’den tesis/makina yatırımına kadar bir eşitliksizden bahsedebiliriz. Makine endüstrisinde vergi sonrası kar marjları %10’u bile bulmuyor. Diğer sıkıntılarımızın başında ise alıcı kitlemiz olan çiftçinin ekonomik durumu geliyor. Üçüncü sıraya ise sektörel politikalarda, mevzuatlarda, devlet desteklerinde yaşanan düzensizliği koyabiliriz.

2020 yılı için öngörülerinizi öğrenebilir miyiz? İhracatçıları nasıl bir yıl bekliyor? Sizin tavsiye edeceğiniz yol haritası nedir?

Tabii firmaların öncelikli hedefi faaliyetlerini bir şekilde sürdürebilmek. Sektördeki kriz ne zaman yavaşlama başlar ne zaman biter bunu şimdiden kestirmek çok zor. Bununla birlikte geçtiğimiz son bir ayda özellikle bayilerdeki stokun azalmasına bağlı olarak yeni siparişlerin verildiğini de gözlemliyoruz. Genel ekonomiden bağımsız olarak, bizim hitap ettiğimiz kesim tarım sektörü ve tarım sektörünün kendi içinde de bir kriz söz konusu. Devlet destekleri bir türlü rayına oturmadı. Desteklerin çok geç açıklanması, geç ödenmesi, destekleme miktarlarının yetersiz olması bir yana gelecek dönem destekleri için de bir muğlaklık söz konusu. Mesela bir tekstilci daha bir gömleği üretirken kaça satacağını biliyor ama tarımda ne yazık ki bu böyle olmuyor. İhracatta yine hedefimiz %20’lik bir büyüme ama bunu değer/kg bazında bir düşme yaşamadan hatta artış sağlayarak yapmamız da çok önemli. Çünkü son birkaç yıldır değer/kg rakamlarımızda gerileme söz konusu. Bu da çok da karlı ihracat yapmadığımız anlamına geliyor. İç pazarda yaşanan haksız rekabeti, dış pazarda da yaşamaya başladık.

 

Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap