Türkiye, dünyanın hububat ve bakliyat üretim üssü olabilir

Buğday hububat

Türk bulgurunu dünyaya tanıtmak amacıyla pek çok yenilikçi proje hayata geçiren Duru Bulgur’dan “Ar-Ge’ye dayalı yeni bir üretim anlayışı benimsenmeli” çağrısı geldi. Tahıl ve bakliyat üretiminde verimliliğin ve ürün çeşitliliğinin artırılması için Ar-Ge’nin önemine dikkat çekildi. 1980’li yıllara dek dünya mercimek üretiminin yüzde 40’ını, dünya nohut üretiminin yüzde 14’ünü üreten Türkiye’de, üretim potansiyelinin yeniden canlandırılması için çözüm önerileri dile getiren Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, sektörle ilgili dikkat çekici bilgiler verdi. Hububat ve bakliyat sektörlerinde yerli üretimin yetersiz olması nedeniyle ithalatın arttığına değinen İhsan Duru, ”Bu sürdürülebilir bir durum değil, üretimin artırılması gerekiyor. 30 yıl öncesine kadar bakliyatın sadece anavatanı değil aynı zamanda ticaret merkezi idik. Türkiye, 1980’li yıllarda dünya mercimek üretiminin yüzde 40’nı gerçekleştiriyordu. Dünya nohut üretiminin yüzde 14’nü üretmemize rağmen, ihracatın yüzde 60’nı yapıyorduk. O günlerden bugünlere bakliyat ekim alanları yüzde 65 azaldı. Türkiye’nin üretimi yarı yarıya düştü. Bakliyatta katma değeri daha yüksek olan ürünlere yönelmek, bunun için de Ar-Ge çalışmalarıyla ürün çeşitliliğinin oluşturulması gerekiyor.” dedi.

“Yerli Buğday üretiminde 150 bin ton artış hedefliyoruz” 

Türkiye’nin, dünyada kendi kendini besleyebilme potansiyeline sahip büyük bir tarım ülkesi olduğuna işaret eden İhsan Duru, Duru Bulgur olarak sektörü canlandırmak için önemli projeler üstlendiklerini ifade etti. Bu konuda yürüttükleri faaliyetleri anlatan Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, “Tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi bakliyat ürünlerinde de en önemli girdi tohum. Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında Anadolu’nun yerli buğdayının tekrar üretime kazandırılması ile ilgili önemli bir proje yürütüyoruz. Proje, Türkiye’nin milli ve yerli buğday üretimini destekleme ve geliştirme stratejisine katkı sağlayacak. Bir diğer çalışmamız da ülkemizdeki kıraç topraklara uygun yerli buğday türü geliştirmek. Yaygınlaştırıldığı takdirde buğday üretiminde verimliliğin artacağını öngörüyoruz. Buğday ekim alanlarının yüzde 33’ünü oluşturan İç Anadolu ve İç Batı Anadolu’da yerli buğday türü yüzde 70 oranında yaygınlaştırıldığı takdirde, Durum Buğdayı üretiminde yaklaşık 150 bin ton artış olması mümkün. Sadece bu rakamın ülke ekonomisine katkısı yıllık yaklaşık 165 milyon TL.” bilgilerini aktardı.

Türkiye’de 2018’de 262 bin ton bulgur ihracatı gerçekleşti

Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, Türkiye’de bulgur üretimi gerçekleştiren yaklaşık 42 firma bulunduğunu ve 2018 senesinde tahmini üretim miktarının 505,6 bin ton civarında olduğunu kaydetti. Türkiye’nin bu ihracattan 102 milyon dolar gelir elde ettiğini anlatan İhsan Duru, geçtiğimiz yıl 262 bin ton bulgur ihracatı gerçekleştirildiğini söyledi. Toplam 103 ülkeye ihracat gerçekleştirilen sektörde, toplam satışın yüzde 50’sinin Irak ve Suriye’ye yapıldığını ifade eden Duru, ihracatta öne çıkan diğer ülkelerin Lübnan, Suudi Arabistan, Almanya, Ürdün, İsrail, Belçika ve Rusya olduğunu anlattı. İhsan Duru, iç piyasa hakkında ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’de bulgur tüketimi kişi başı 3,30 kilogramdır. Bu rakam geleneksel bir ürün olan bulgur için makarna ve pirince göre oldukça düşük. Fakat bu oran İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde kişi başı 9 kg’a çıkarken, batı bölgelerde kişi başı 1 kilograma kadar düşmektedir.”

Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap