Traktör Kullanmak… Çocuk Oyuncağı Mı?

“Oğlan henüz 6 yaşında ama traktör sürüyor hem de ana yolda”

Yukardaki sözlerin belgesini alttaki resimde görmektesiniz. Kara yolunda bir traktör ve 6 yaşında bir sürücü (!) ve bir bayram günü. Çünkü dede söz vermiş “Köyde sürüyorsun ama bayramda seni trafiğe çıkaracağım” diye. Delikanlı dedenin sözünü tuttuğunun delilidir bu fotoğraf. Sonra ne mi oldu? Bilmiyoruz. Fakat hepimiz geçen yıl yurt genelinde, 9 günlük bayram tatili süresince meydana gelen trafik kazalarında 146 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 649 kişinin yaralandığını biliyoruz sadece. Bu yıl ise yine 9 gün tatil ve henüz bayram dönüşlerinin başlamadığı 7. günde kazalarda 128 kişi yaşamını kaybetti. 629 kişi de yaralandı. Gerekçe aynı: “Aşırı hız ve dikkatsizlik.” Peki yolda bir kediyi ezdiklerinde içi burkulan günlerce yemek yiyemeyen normal vatandaşın bu katliama hiçbir tepki göstermemesinin gerekçesi var mı? Bilmiyorum. Çünkü ben normal vatandaş değilim.

Devlet karayolunda trafiğin en yoğun olduğu noktada 6 yaşındaki torunu traktör kullanırken (!) dedenin keyfine bakın lütfen. Neden olmasın ki aşırı hız da yok, dikkatsizlik de ona göre. Sadece cehalet, bilgisizlik ve bilinçsizlik var ortada. Onlar da suç sayılmıyor. O halde “Bozmayın dedelerin keyfini, adam suçlu bile değil” diyebiliriz de… Diyemiyoruz işte. Peki suçlu kim? Hiç şüphesiz yine benim. Çünkü öyle hissediyorum. Bugün bir kısmı Tarım Makineleri konusunda profesör olan çok değerli hocalarımızın “Söke’de sizin yanınızda staj yapmıştık. İlk derste makine insan ilişkilerinde önce iş güvenliğini işlemiş ve kaza slaytları göstermiştiniz. Çok etkilenmiştik. Hala aklımızdalar” demeleri beni kurtarmaz. Binlerce köyde traktör ve makine kullanımına bağlı can kayıplarının sebep ve sonuçlarını anlatmamız canlı kanlı resimleri gözlerinin içine sokmamız da yeterli değil. Her köyde her gece gösterseydik bile suçlu sayılırdım. “Kazaları önleyemiyoruz, hiç değilse kötü sonuçlarının olumsuz etkilerini iyileştirmeyi sağlayalım. Yaralılar tedavi görsün. Yaşamını yitirenlerinde aileleri tazminat alsın. Toprak, aile parçalanmasın tarımsal üretim durmasın” diye yola çıkıp dünyada en ucuz ve en kapsamlı çiftçi kaza sigortasını uygulamaya koymamız da yeterli değil. Yeterli olması için “Etkin ve sürdürülebilir bir Tarımsal Mekanizasyon Politikası” çerçevesinde tarımda “Öncelikle çocukları korumaya alan” bir süreci başlatmamız ve ardından büyük projelerle konuyu halkın sahiplenmesini sağlamamız gerektiğine inanıyorum…

Tarımsal Mekanizasyonda çok yönlü gelişmeden söz ediyorsak “Öncelikle çiftçilerin çocuklarının tarım (ve özellikle makine) tehlikeleriyle ilişkili büyüme ve gelişim sürecinin çok iyi bilinmesi” gerekmektedir. Ancak bu şekilde aileler her bir çocuk için doğru ve uygun olan gözetim ve kollama görevini yerine getirebilirler. Bunun için de köydeki, çiftlikteki, tarladaki anne-babaların “çocukların gelişim sürecini öğrenerek onlara güvenli bir ortam sağlayacak eğitimin verilmesi ve yasal düzenlemelerin yapılması” gerekmektedir.

Geçen sayıda Türkiye’de her yıl çalışan işgücünün yüzde 3’ünün kaza geçirdiğini, sektörel dağılımına bakıldığında ise ilk sırayı madencilik ve taşocakçılığının aldığını; onları elektrik, gaz ve su, imalat, inşaat, taşımacılık, haberleşme ve depolama sektörünün izlediğini; çok ilginçtir ki tarım sektöründe iş kazası geçirenlerin oranının sadece yüzde 1,9 olduğunu belirtmiştik. Kazaların tarım sektöründeki dağılımına ilişkin verilerin gerçeği yansıtmadığını ancak mevcut veriler ışığında yapılan araştırmalara göre; tarım sektöründe meydana gelen kazaların içinde tarım makineleri ve traktörlerin karıştığı kazaların yüzde 75’inin insandan, yüzde 15’inin makineden ve yüzde 10’unun da çevre koşullarından kaynaklandığının altını çizmiştik. Peki, bu kaza verilerinin içinde köy çocuklarının karıştığı kazalar yer alıyor mu? Ne yazık ki hayır.

Çocuklar için Çiftlik Güvenliği

Biraz diğer ülkelere bakalım, bu konuda ne yapmışlar? Koşullar aynı olmasa da örnek alabileceğimiz bilgiler olabilir. Iowa State Üniversitesi’nin yaptığı çok yönlü araştırmalar ABD’de ölüm oranın tarımda, madencilik, inşaat ve ya kereste sektörlerindeki ölüm oranlarından daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Çiftlikteki çocukların kazaya karışmalarına ilişkin araştırmalarda ise kazaların sebep olduğu çocuk ölümlerinin, hastalıkların, kaçırmaların ve uyuşturucuların sebep olduğu ölümlerin toplamından daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Amerika çiftliklerinde günde 24 saat tehlikelerle burun buruna olan çocuklardan her yıl 19 yaşın altında 300 çocuk hayatını kaybetmekte, her gün 65 çocuk ciddi biçimde yaralanmaktadır Iowa’da çiftliklerde yaşayan ve yaralanan her sekiz kişiden en az biri çocuktur. Yaralanmaların en yaygın sebepleri, kaymalar ve düşmeler, hayvanlar, tarım makineleri ve her türlü arazi araçlarıdır.

Çocuklar, çiftliklerde yaşayan veya çalışan yetişkinler gibi aynı tehlikelerin birçoğuyla karşı karşıyadır, ancak çocuklar bu tehlikelerin çok daha az farkındadır. Ebeveynler çiftliği çocuklar için yüzde yüz güvenli hale getiremeseler bile, hiç değilse mümkün olduğu ölçüde güvenli hale getirebilirler. O halde çiftçilerin bilmesi ve uygulaması gereken kuralları açıkça ortaya koyalım. (Ben daha önceki tanımlamalarımı “yaşam kaybı” olarak yazsam da kırsalda “ölüm” kelimesinin daha etkili olduğu bilindiğinden yazıda o şekilde yer alacaktır.)

ÇİFTÇİLER DİKKAT!

“Çocuklarınız 6 aylık bebeklikten itibaren anne-baba gibi yapmaya çalışır ve onların hareketlerini taklit ederler. İyi ya da kötü olsun evde, çiftlikte yaptığınız her hareketi yapmak isteyecek ve deneyecektirler.” Bu kuralı bir an bile aklınızdan çıkarmayınız. Aksi halde çocuklarınız için ÖLÜM TEHLİKESİ oluşturursunuz.

Eğer her şeyden çok sevdiğiniz çocuklarınızın, torunlarınızın ölümünden ya da sakat kalmasından sorumlu olmak istemiyorsanız aşağıdaki basit kuralları uygulayınız.

Önce traktör ve tarım makinelerinden başlayalım. Çünkü:

Çiftlikte her dört çocuk yaralanmasından üçü traktör ve tarım makineleriyle ilgilidir. UNUTMA!

  • Çocukların traktör sürmelerine asla izin vermeyin. Çocuklar aşağı yukarı 14 yaşından önce traktör kullanmak için gerekli becerilere ve yargıda bulunma yetisine sahip değildir.
  • Traktöre “Yolcu Almak Yasaktır” levhası asın ve kabine ve ya römorka bile yolcu alınmasına izin vermeyin. (Köy yerinde bunu yapmamız imkânsız; bunu engelleyemeyiz, diyebilirsiniz. Ama  “Çocukları engelleyebilirsiniz”)
  • Evde avluda ya da çiftlikte bir makine parkı oluşturun. Çocukların bu parka ve çalışma alanlarına girmelerine ve ya atıl makineler üzerinde oynamalarına izin vermeyin.
  • Traktör ve iş makinalarının kullanılmadıkları zamanlarda anahtarlarını çıkarın ve çocukların erişemeyeceği yerlerde saklayın.
  • Güç aktarım organları ve şaftların koruyucu kapaklarının her zaman yerinde olmalarını sağlayın.
  • Geri geri giderken çocukların nerede olduğunu bilin ve kör noktaları iki kez kontrol edin.
  • Hidrolik ekipmanları (önden yükleyiciler) aşağı konumda tutun.
  • Kendinden hareketli makinelerin frenlerini kilitleyin.
  • Traktör ve tarım arabalarında reflektörleri ve arka lambaları sürekli kontrol edin, sağlam ve iyi durumda tutun.
  • Traktörlerin günlük bakımını (HAYRET) yapmadan işe çıkmayın ve frenlerin düzgün çalıştığından emin olun.

Ne yazık ki köy yaşamı giderek geleneksel yapısından uzaklaşıyor, Küçük çocukları kollamak, köydeki aileler için giderek daha da güçleşmekte. Artık çocukların yanında duracak aile fertlerimiz veya çocuklara göz kulak olacak komşularımız olmayabilir. Ancak bizler önce bilgi sahibi olup, sonra ortak akıllarda buluşup deneyimler ışığında bize köyümüze tarım ve mekanizasyon düzeyimize uygun risk yönetim teknikleri ve buna ilişkin güvenlik önlemleri geliştirebiliriz. Bu her şeyden önce çocuklar için olmalı. Onlar sağlıklı büyüdükten sonra da yaşam boyu devam etmeli. Sevgiyle ve hoşça kalın.

Saygılarımla.

Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap