“Herkese at sevgisini aşılamak istiyorum”

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Fotoğraf sanatı ile tanışmanız nasıl oldu? Bugüne kadar yaptığınız projeleri anlatır mısınız?

1982 yılında İstanbul’da doğdum. Fotoğrafa ise bir arkadaşımın vasıtasıyla başladım. Bu tutku ile bir yola koyuldum ve alanında iyi ve teknik bilgisi çok üst düzey olan bazı fotoğraf üstatlarından eğitimler aldım. Manzara, ay, doğa ve sunset tarzında fotoğraf çalışmaları yaptım. 2016 yılında ise aldığım tüm eğitimleri de uygulayabileceğim bir proje yapmak istedim. “At Love You” olarak adlandırdığım proje at fotoğraflarından oluşan bir sergiydi. 2017 yılının Mayıs ayında Kapadokya yoluna koyuldum ve projemin ilk adımını attım. Projenin bitiminde ise bir ilke imza attım. At Love You sergisi Türkiye’nin ilk ve tek at çiftliğinde açılan fotoğraf sergisi olma özelliği taşıyor. Nevşehir’de gerçekleştirdiğimiz sergiye milletvekilleri, vali, üst düzey yöneticiler, önemli iş adamları ve basın ilgi gösterdi. Bunun yanı sıra Nevşehir halkı da bu projeme oldukça fazla destek oldular. Bu durum motivasyonumu artırdı ve kendime bir yol haritası çizdim. Seni mutlu eden şeyleri daha çok yap mottosunu benimsedim ve mutlu olduğum işi yani atları çekmeye devam ettim.

Fotoğraf makinenizi elinize aldığınızda neler hissediyorsunuz? Türkiye’de dünyada hangi fotoğrafçıları örnek alıyorsunuz?

Fotoğraf makinesi elimde olduğu zaman anı yakalamayı ve bunu en güzel biçimde insanlara sunmalıyım diye düşünüyorum. Bu hisle işimi yapıyorum. Bir süreden sonra insanlar sizde yaptığınız işin daha iyisini istiyor. Bunun yanı sıra farklı fotoğraf kategorilerinde çalışmalar yapan, fotoğrafçılığı ile kendisini kanıtlamış, çektikleri karelere hayranlık duyduğum ve esinlendiğim birçok üstat bulunuyor.

Günümüzde çalışmak istediğiniz veya ortak bir proje yapmak bir fotoğrafçı var mı?

Değer verdiğim fotoğrafçı dostlarımla çalışmak beni gayet mutlu ve memnun ediyor. Hem bilmediğim teknikleri ve bilgileri öğrenme hem de var olan bilgilerimi güncelleme fırsatı yakalıyorum. İlerleyen yıllarda ortak bir projenin içerisinde bulunmaktan tabii ki de mutluluk duyarım.

Atlara olan ilginiz nereden geliyor? Anlatır mısınız?

Atların Türk kültüründe çok önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Atalarımızın at üstünde kazandığı zaferler bizim köklü tarihimizi yansıtıyor. Benim de atlara olan ilgim buradan kaynaklanıyor. Bu projemde temel çıkış noktamda buydu. Tarihimizin en önemli unsurlarından biri olan atları fotoğraflamak ve köklü tarihimize duyduğum saygıyı somutlaştırmak istedim.

Yurt dışı çalışmalarınız var mıdır?

Bugüne kadar yurt dışında yaptığım herhangi bir proje ya da çalışma bulunmuyor. Ancak ilerleyen yıllarda böyle bir çalışma yapma olasılığım da bulunuyor.

“At Love You” projeniz özelinde de sorular sormak istiyoruz. Bu fikir ilk defa ne zaman ortaya çıktı? Projenizin gelişim aşamalarından bizlere bahseder misiniz?

At Love You projem ile bir hikâye yazmayı ve o hikâyenin kahramanı olmayı amaçladım. Hayallerimin gerçekleşmesi için elimden gelen her şeyi yaptım. At fotoğrafları çekmek için çıktığım bu yolculuğu başarıyla tamamladığımı düşünüyorum. 2016 yılında başladığım bu hikâyeyi 2017 yılının Mayıs ayında sergilemeyi başardım. İnsanları sergiye ve bana karşı olan yaklaşımı beni çok mutlu etti ve motivasyonumu artırdı. Dolayısıyla doğru bir iş yaptığımı da gördüm.

Projenizin mekân seçimini yaparken Kapadokya’yı öne çıkaran etkenler nelerdi?

Kapadokya gerçekleştirdiğim proje sonrasında benim için çok daha değerli bir bölge oldu. İlk etapta ise “Güzel Otlar Ülkesi” olarak anılan Kapadokya’nın yapısı, doğal güzellikleri ve kendine has görkemi beni büyülemişti. Bundan dolayı projemin mekân seçimini Kapadokya yönünde kullanmayı tercih ettim.

 Bu projeyi gerçekleştirirken ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Karşılaştığınız zorlukların üstesinden gelmeyi nasıl başardınız? Size güç kazandıran etkenler nelerdi?

Her güzel işin belli başlı zorlukları vardır. Tabii ki bu proje ile bende zorlu yollardan geçtim. Ama gerçekten bir işi severek yapıyorsanız tüm engelleri aşmayı da başarıyorsunuz. Hava şartları beni çok fazla zorladı ama bıkmadan, usanmadan ve sabırla işime devam ettim. İşimi severek yaptığım için bu projenin tüm evrelerinden haz almayı becerdim. Pes etmeyi bilen bir yapım olmadığı için zor işleri başarmak hayatım boyunca beni hep mutlu etmiştir. Amacım zafere ulaşmaktı ve bunu başardım.

Verdiğiniz tüm emeklerin sonunda bir sergi açtınız. Serginizde emeklerinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz? Bir fotoğraf projesinin son adımı olan sergide neler hissettiniz? Duygularınızı anlatır mısınız?

Sergiden sonra insanların yaptığım işe ve atlara olan bakış açısı olumlu bir şekilde değişti. Bu işi yaparken atların fotoğrafını çeken insanların sayısında artış oldu. İnsanların atlara olan sevgisinin çoğalması beni mutlu ediyor. At Love You projesinde sonra insanların aklında “At Adam” olarak kalmak benim için bir onur kaynağı durumundadır.

Zeytinburnu Veli Efendi Hipodromu’nda da çekim yaptınız. Bu çalışmayı bizlere anlatır mısınız?

Hipodrom ve Karacabey at harasında çektiğim kareler de bulunuyor. At Love You projesinin devamında insanlara daha fazla at sevgisi aşılamak için bu çalışmaları da bir devam projesi niteliğinde gerçekleştirdim. Gerekli izinler almak için biraz uğraş göstermem gerekiyordu ama izinler çıktı. Ardından makinemi alıp bu alanlardaki çalışmalarımı ve karelerimi oluşturmaya gittim.

Gelecek yıllarda planladığınız veya gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni projeleriniz var mı?

At adam olarak akıllara kazınmaya ve insanlara at sevgisini aşılamaya devam etmek istiyorum. Dolayısıyla gelecek yıllarda gerçekleştireceğim projeler yine bu alanlarda olacak. Çektiğim kareler ile daha fazla insana erişmek istiyorum.

Fotoğraf sanatına gönül vermiş meslektaşlarınıza ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?

Fotoğraf sanatına gönül vermiş arkadaşlarıma küçük tavsiyelerim olacak. Kendilerini tartarak bir kategoriye yönelmeliler. Ayrıca kendilerine belirledikleri hedeflerin peşinden bıkmadan, usanmadan ve yılmadan sabırla koşmalılar.

 

Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap